IDEF 2025'te sergilenenler, Türk denizcilik sektörünün altın çağını yaşadığının kanıtı niteliğinde. Savunma ve Denizcilik Uzmanı Kozan Selçuk Erkan ile yaptığımız görüşmede, Türk Deniz Kuvvetleri'nin ve ülkemizdeki askeri denizcilik faaliyetlerinin son durumunu değerlendirdik. Erkan, 2024-2025 yıllarını, Portekiz'e lojistik gemi satışı, Ukrayna ve Malezya için gemi inşa projeleri ve Türk Donanması için başlatılan yeni projelerle dolu bir dönem olarak tanımlıyor. Bu başarılar, küresel ekonominin durgunluğuna rağmen Türkiye'nin gemi inşa sanayisinin canlılığını koruduğunun göstergesi. Ülkemizin sadece gemi üretmediğini, aynı zamanda gemilerdeki alt sistemleri de yerlileştirdiğini vurguluyor Erkan. Geçmişte yurt dışından temin edilen bu sistemler artık Türk mühendisler tarafından üretiliyor. Bu durum, Türkiye'nin savunma sanayisinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Ülkemiz artık sadece gemi inşa eden değil, aynı zamanda yerli ve milli teknolojiler ile savunma sanayii alanında söz sahibi bir ülke konumuna yükseliyor.

Türk Tersaneleri Global Olarak Rekabetçi

Türkiye, hem gemi inşa sayısı hem de yerli alt sistem üretiminde önemli bir aşamaya ulaştı. Erkan, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin aksine, Türkiye'nin hem çok sayıda gemi inşa ettiğini hem de bu gemilerin alt sistemlerinin büyük bir bölümünü yerli olarak ürettiğini belirtiyor. Bu durum, Türkiye'nin denizcilik sektöründe küresel rekabette ön sıralarda yer almasını sağlıyor. Yerlileştirme çalışmaları, ülkemizin savunma sanayisindeki bağımsızlığını güçlendirmekte ve ekonomik açıdan da büyük faydalar sağlamaktadır. Ülkenin savunma harcamalarının daha verimli kullanılmasını ve dışa bağımlılığın azaltılmasını sağlayan bu durum, gelecek için önemli bir stratejik avantaj oluşturmaktadır. Bu sayede Türkiye hem ekonomik hem de stratejik açıdan daha güçlü bir konuma gelmektedir. IDEF 2025’te sergilenen yerli hücumbot projesi de bu başarıyı gözler önüne seren önemli bir örnektir.

Geleceğin Deniz Gücü: Büyük Gemiler ve İnsansız Sistemler

Türk Deniz Kuvvetleri'nin geleceğine dair projeksiyon, iki ana başlık altında değerlendirilebilir. Birincisi, milli uçak gemisi projesi ve denizaltı inşa çalışmaları gibi büyük gemi projeleridir. Sac kesimine başlanan milli uçak gemisi projesi, Türkiye'nin deniz gücünü bir üst seviyeye taşıyacak önemli bir adım. Devam eden denizaltı projeleri ise su altı gücümüzü artırmaktadır. İkinci başlık ise insansız deniz araçlarıdır. Türkiye, bu alanda sadece insansız deniz araçlarını kullanmakla kalmayıp, aynı zamanda ihraç eden bir konuma gelmiştir. NATO tatbikatlarında başarıyla kullanılan bu sistemler, gelecekte operasyonel olarak kullanılacak. Türkiye, askeri gemi üretiminde sayısal olarak arzu edilen noktada olmasa da teknolojik olarak rakiplerinin önünde yer almaktadır. Üretim sayısının artırılmasıyla birlikte, Türkiye denizcilikte daha güçlü bir konuma gelecektir. Bu durum, Türkiye’nin küresel güçler arasında daha etkili ve saygın bir konuma gelmesine katkıda bulunacaktır.

Yerlileştirme ve Teknolojik Atılım

Türkiye'nin denizcilik alanındaki başarısı, yerlileştirme çalışmalarına ve teknolojik atılımlara dayanmaktadır. Yerli ve milli teknolojiler sayesinde, Türkiye, artık savunma sanayisinde dışa bağımlı olmaktan kurtulmaktadır. Bu durum, ülkenin ulusal güvenliğini güçlendirmekte ve ekonomik bağımsızlığını artırmaktadır. Gelecekte daha fazla yerli ve milli teknoloji geliştirme çalışmalarıyla, Türkiye, denizcilik sektöründe lider konumunu daha da pekiştirecektir. Bu gelişmeler, Türkiye'nin bölgesel ve küresel güçler arasındaki konumunu daha da güçlendirecektir.